E-mail adresiniz:
 Şifreniz: Beni Hatırla
Akif Türkmen Akif Türkmen
 
Üye / üye
Profil anasayfa Kimdir? Şiirleri Sesli şiirleri Yazıları Ne dediler? Blogları Fotoğrafları Edebiyatdefteri.com anasayfa »
 
 
 
Kitaplara yaptığı yorumlar

Akif Türkmen kitaplara yaptığı düşünceleri



Kitap: Körlük
19.5.2021 05:53:53
~ 0 puan
1
Sarı ışık yandı. Öndeki iki araba, kırmızı ışık yanmadan
ileri atıldı. Yeşilli adamın silueti yaya geçidinde belirdi.
Beklemekte olan yayalar, kara asfalta çekilmiş beyaz
şeritlerin üzerinden yürümeye başladı, zebraya bundan daha
az benzeyen bir şey olamaz, oysa bu geçitlere “zebralı geçit”
diyorlar. Ayaklarını kavrama pedalının üzerinde tutan sabırsız
sürücüler arabalarını yüksek devirde çalıştırıyor, kırbacın
havada şaklayacağını önceden duyumsayan sinirli atlar gibi
bir ileri bir geri gidiyorlardı. Yayaların hepsi geçmişti, ne var
ki yolu arabalara açacak olan ışığın yanması birkaç saniye
daha gecikecekti ve kimi insanlar, görünürde önemsiz olan bu
gecikmenin, kentteki binlerce trafik lambası ile çarpıldığında
ve bu lambaların her biri için ayrı renkteki üç ışığın art arda
yanması hesaba katıldığında, araç trafiğinin sıkışmasının ya
da yaygın deyimiyle tıkanmaların en büyük nedeni olduğunu
ileri sürüyor.
Yeşil ışık sonunda yandı, arabalar ok gibi ileri fırladı,
ama hepsinin aynı hızla ileri fırlamadığı hemen anlaşıldı. Orta
şeritte en öndeki araba yerinde duruyordu, mekanik bir arıza
söz konusuydu anlaşılan, gaz pedalı yerinden çıkmış, vites
kolu sıkışmış ya da hidrolik sistemde bir arıza meydana
gelmiş, frenler bloke olmuş, elektrik devresi kesilmişti
herhalde ya da yalnızca benzin bitmişti, buna da ilk kez
rastlanmıyordu. Kaldırımlarda biriken yeni yayalar, durmakta olan aracın içindeki sürücünün, arkadaki araçlar sinirli sinirli
korna çalarken, ön camın ardında bir şeyler gevelediğini
görüyorlar. Daha şimdiden arabalarından fırlayan birçok
sürücü, arızalı arabayı trafiği aksatmayacak bir yere kadar
itmeye hazır, arabanın kapalı camlarına vuruyorlar, içerdeki
adam başını onlara çeviriyor, önce bir yana, sonra öteki yana,
bağırarak bir şeyler söylediğini görüyorlar ve ağız
hareketlerinden, bir sözcüğü durmadan yinelediği anlaşılıyor,
hayır, bir değil iki sözcüğü, evet, bunu zaten, içlerinden biri
kapıyı açmayı başardığında anlayacaklar, Kör oldum.
Hiç de öyle görünmüyor. İlk bakışta, şöyle bir göz
atınca, ki şimdilik bundan başka bir şey yapılamaz, adamın
gözleri sağlıklı görünüyor, gözbebekleri saydam, parlak,
gözlerinin akı porselen gibi beyaz ve sık dokulu. İri iri açtığı
gözkapakları, yüzünün kırışmış derisi, birden çatılmış kaşları,
bütün bunlar, bunu herkes gözleyebilir, içine düştüğü
bunalımın yıkıcı izleri. Gözle görülen bu belirtiler, adamın
beyninin içinde son yakaladığı görüntüyü, trafik lambasının
kırmızı ve yuvarlak ışığını korumak istiyormuşçasına yaptığı
ani bir hareketle, sıkılı yumruklarının ardında kayboldu. Kör
oldum, kör oldum, diye yineliyordu umutsuzca, çevredekiler
arabasından çıkmasına yardım ederlerken boşanan yaşlar, ölü
olduklarını ileri sürdüğü gözlerini daha parlak kıldı. Geçecek,
göreceksiniz, geçecek, kimi zaman yalnızca sinir
bozukluğundan ileri gelir böyle şeyler, dedi bir kadın. Trafik
ışığı değişmişti, meraklı yayalar, orada toplananlara
yaklaşıyor ve arkadaki arabalarda, ne olup bittiğini bilmeyen
sürücüler, sıradan bir trafik kazasından, kırılan bir far, ezilen
bir çamurluktan başka bir şey olmadığını, bu kadar gürültüye
ne var, diye düşündükleri olayı protesto ediyorlar, Polis
çağırın, diye bağırıyorlardı, kaldırın şu külüstürü yolun ortasından. Kör adam yalvarıyordu, Ne olur, biri beni evime
götürsün. Sinir bozukluğundan söz eden kadın, bir ambulans
çağırıp zavallı adamı hastaneye götürmek gerektiğini söyledi,
ama kör adam buna karşı çıktı, o kadarını istemiyor, onu
yalnızca oturduğu evin kapısına kadar götürmelerini
istiyordu. Buraya çok yakın, bana büyük bir iyilikte bulunmuş
olacaksınız. Peki, ya araba, dedi bir ses. Bir başka ses ona
yanıt verdi, Anahtarı üstünde, arabayı kaldırıma park ederiz.
Buna gerek yok, diye söze karıştı bir üçüncü ses, ben arabayla
ilgilenirim, bu beyi de evine götürürüm. Onaylayan
mırıldanmalar işitildi. Kör adam, birisinin onu kolundan
tuttuğunu duyumsadı, Gelin, benimle gelin, diyordu aynı ses.
Sürücünün yanındaki koltuğa oturması için yardım ettiler,
emniyet kemerini bağladılar, Görmüyorum, görmüyorum,
diye mırıldanıyordu adam, ağlarken. Nerede oturduğunuzu
söyleyin bana, dedi öteki adam. Arabanın camına, yeni bir
şeylere susamış meraklı yüzler yapışmıştı. Kör adam, ellerini
gözlerinin hizasına kaldırdı, hareket ettirdi, Hiçbir şey
görmüyorum, yoğun bir sisin ortasında kalmış, bir süt
denizine batmış gibiyim, İyi ama körlük böyle olmaz, dedi
öteki, körlerin karanlık içine gömüldükleri söylenir, İyi de
ben her şeyi bembeyaz görüyorum. Kadının hakkı vardı, bu
durum belki de sinirlerle ilgilidir, sinirlere gelince, şeytansı
şeylerdir onlar, Bir felaket, biliyorum bunu, bir felaket,
Nerede oturduğunuzu söyleyin bana, lütfen, ve aynı anda
motorun çalıştığı duyuldu. Kör adam, görememe durumu
sanki belleğini zayıflatmış gibi kekeleyerek adresini verdi,
sonra, Size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum, dedi, öteki
yanıt verdi, Haydi canım, teşekkür edecek bir şey yok, bugün
size, yarın bana, yarının neler getirecegni kimse bilemez...

Kitap: Körlük
19.5.2021 05:44:21
~ 10 puan
 
Bu sayfada Akif Türkmen  şairi hakkında, Akif Türkmen  kimdir, Akif Türkmen  şiirleri,Akif Türkmen  hakkında bilgi ve Akif Türkmen  isimli üyeye ait tüm bilgilere buradan ulaşabilirsiniz.